28 Temmuz 2009 Salı

Nadas



Otlarım yanar
Sensizlik nadasında toprağım;
Birazcık dinlensin, büyüsün yeşersin...
gel-me-yişin..

Hiç bir şey diyen bir cümlenin
Ortasına terkedilmiş bir kelimeyim;
Öznesiz.. Zamansız.. Zarfsız... Mektupsuz... Adressiz...

Dört yanım hasret
Unutulmuş bir ada gibiyim;
Açıklarımda batmış yüz binlerce gemi
Limanım yorgun yastan...

Seni arar durur bir körebeyim
Çık ortaya nolur, yaralarım iyileşsin
Çok zaman geçti... çok zaman geçti,
Haber vermeden gelme, zor olur;
Ürker tenhalığım, kıskanır ağlar belki
Ama ben ağlayamazsam gücenme n'olur;
Gözlerim bitti,
Gözlerim...
Bitti.

15 Haziran 2009 Pazartesi

Gitmek : My Marlon and Brando


Ey sevgili! Seni sevmekten ve düşlemekten asla vazgeçmedim.
Sen benim Diego Rivera’msın
Yıldızlarsın sen
Ay ve bulutlar
Haberlerdeki F16'lar
Kırmızı yatağımdaki o koca bedensin.
Çekmecemdeki son sigara
Beni sarmalayan o koca kadife yeşil ceketsin.
Bir kuş misali uçarak gitmek istediğim adamsın.
İran’sın, Suriye’sin.
Habur’da nöbet tutan askercik.
Mezepotamya’daki en vahşi kıpkırmızı gelincik.
Üzerine yattığım uçsuz bucaksız boz bir vadisin.
Marlon ve Brando’msun.
Küvetimde yatan şişman bir melek.
Sevincim acılarım tüm arzularım.
Tiyatrodaki istiklal caddesindeki eşim.
Gabriel Garcia Marquez’in son mektubusun.
Ve ben de o zorbadaki her tarafından şehvet fışkıran o şişman kadınım.
Kim uçurdu acaba kafamı?
Ben kafam olmadan da yaşarım.
Çünkü elim kolum bacaklarım var sana ulaşmak için
Ve birde bir el bombası gibi fırlatıp tüm kahrolası sınırları havaya uçuracak bi kalbim..

AŞK



AŞK'ın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk.
Ya tam ortasındadır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde…

19 Kasım 2008 Çarşamba

El Diego Kulübede


Bugünleri de gördüm ya artık ölsem gam yemem. Fenomenimiz El Diego, Arjantin’in başında ki ilk sınavını İskoçya karşısında verdi. Sevdiğimizin takımın başında sevdiğimiz adam.

13 Kasım 2008 Perşembe

Körfezim Bak İşte!



Sarı-lacivert renklere olan sevdamı 7’den 70’e herkes bilir. Bunun yanında Dünya’da sıkı sıkıya takip ettiğim takımlar vardır. Hatta olayı o kadar ileri götürdüm ki, tuttuğum takımların lisanlı ürünlerini yurt dışından getiriyorum (hala istenilen europe gezisini yapmadık!).

Kocaeli’nin kalbimdeki yeri çok farklıdır. Akrabalarım orada yaşarlar. Gel zaman git zaman derken son iki yıldır Körfez sevgisi oluştu bizde. Bank Asya’da mucizeyi gerçekleştirdikleri an İstanbul’dan o keyfe ortak olmuştum.
Süper Lig, Körfez için pekte parlak geçmiyor. Başkan, taraftar ve futbolcu arasındaki sorunların yanında da parasal sıkıntılarda cabası…

Geçtiğimiz hafta İnönü semalarına konuk oldu Körfez. Sonuç malum 2-5…
Maç öncesi bizim kuzenlerle paslaştım, maça gelip gelmeyeceklerini sordum. Körfez’in peşinden Antalya’ya giden kardeşlerim 45 dakikalık yolu gelmek istemediler. Artık eski havanın olmadığını sorunların ve problemlerin olduğunu dile getirdiler.
Cuma günü çatmıştı, bilet her daim temin edilebilirdi ama nakit sıkıntısı da maça gitmemek adına güzel bir sebepti aslında. İşten beni eve götürecek olan otobüse bindim. Yanıma 50 yaşlarında bir kadın oturdu. İnönü Stadyumu’nun orda evladım kimin maçı var diyerek kulağıma fısıldadı. Ben de Beşiktaş-Kocaeli dedim. Beşiktaş 5 atar dedi!

Hangi takımlısın diye soru yöneltti. Ben de Kocaelisporluyum dedim  Kadın bir anda şok oldu. Aklından manyak mısın, koskoca takımlar varken ne işin var gibilerinden bana baka kaldı. Neyse isminin Aynur olduğunu öğrendiğim hanım teyzemizle (teyze dediğimi duysa kulaklarımı çeker) yol boyunca güzel sohbetimiz oldu. Durağa geldiğimizde bana akşam ki maç için şans diledi. Maçı izledi mi bilmiyorum ama otobüsten inince şu tezahüratı mırıldanmaya başladım…

Körfezim bak işte hodri meydan her zamanki yerinde, yürekte kalplerde bu alemde kral biziz bak işte…

Merzitur

Ölüm Soğuk Yüzünü Gösterdi Yine!



Uzun zamandır sevdiğim bloga bir türlü zaman ayıramıyordum. Nedendir bilinmez ama 2008’in ikinci çeyreğinden bu yana hayatımızda olumsuz gelişmeler oldu. Tam toparladık derken, farlı bir olumsuzlukla karşı karşıya kaldım. Ne diyelim hayatta her şey muhtemel.
Tam C.E döndük herkesin gözü aydın diye post girdi Babaannemi kaybettim. Onun ayrılığı derken sağlık problemiyle karşı karşıya kaldım. Neyse toparlamaya başlıyoruz uafaktan, yataktan da olsa post girmeye başlayım artık.

Merzitur

Edepsiz Komedya




gözlerin ya vardı aklımda
biz çoktan unuttuk
dünya dediklerini
ahh
aşk bir kaza dedin
bizse sağ kurtulduk
bugün senin günün
onu da mahvettin

seni sorana her yanım derim
ve dahasını da eklerim
ellerini uzat ki dokunsun
parmaklarım bugün

29 Ekim 2008 Çarşamba

Geri Dönüş

Bir çok şey girdi araya, ihmal ettik biraz blogu, bugün bir an düşündüm ve neden yeniden başlamayalım, O.I'i aradım hemen "hadi tekrar başlıyoruz dedim". Umuyorum daha yoğun bir tempoda ilgilenebiliriz blogla artık. İş temposu mu azaldı derseniz hayır tam tersine, ancak sanırım biryerlerden estiler...C.E.

24 Temmuz 2008 Perşembe

Bu Film Kaçmaz


Bu yaşıma kadar birçok film izledim bazıları bende çok büyük etkiler bıraktı bazılarının ismini bile hatırlamıyorum. Green Street Hooligans izlediğim en güzel filmlerden biridir. Futbol ve tribünü bir arada düşünen birisi olarak bulunmaz bir filmdi GSH. ATV bu gece saat 23.00’te bu filmi TV’de ilk kez (Digitürk’ün dışında) yayınlayacak. Ne diyelim West Ham sempatizanı ve futbolsever biri olarak GSH’yi bir kez daha izlemek için TV’nin karşısına geçeceğim.

Merzitur

14 Temmuz 2008 Pazartesi

Sevdiğim Diyaloglar # 01


-Burası için en güzel lafı Sadık Hoca söylemişti
-Ne demişti?
-Hayal kırıklığının başkenti!

(Vizontele)

Abi Maç Versene!


Az çok futbola bir yerlerden bulaştığımızdan mıdır bilinmez ama çok sık karşılaştığım ‘abi maç versene?’ sorusundan nefret ediyorum. Yine bir Pazar sabahı telefonunda ucundaki arkadaşım bana o malum soruyu sordu! Kelin merhemi olsa başına sürer, bugüne kadar 6 YTL üstü para kazanamayan ben nasıl olurda garanti kupon yapabilirim? Maç programını alıp arkadaşıma altı tane maç tahmininde bulundum. Sonuç mu? 6’da 2… Fazla yoruma gerek yok! Bahisten nefret ediyorum!

merzitur

Düğün!


Herşey onunla tanıştıktan sonra başladı. Ben ona abi dedim, o da beni kardeşi olarak benimsedi. Yıllar geçti abi kardeşlik ilişkisi pekişti. En kötü zamanlarımda hep yanımdaydı. Dün ağabeyimin en mutlu günüydü. Hayatının kadınıyla evlendi. Bugüne kadar gördüğüm en güzel düğün organizasyonuydu. Onu nikah masasında imza atarken gördüğümde yıllar film şeridi gibi gözümün önünden aktı. Ara ara onu çok üzsem de, bana her zaman kucak açtı! Bu satırlar aracılığıyla ona bir kez daha teşekkür ediyorum, iyi ki varsın. Umarım bir ömür mutlu olursun…

merzitur

30 Haziran 2008 Pazartesi

Gitmek mi Zor? Kalmak mı Zor?


Uzun zamandır yazmadık bloga! Blog yazarlarından biri Lakers’lı biri Celtics’li buna rağmen tek kelime bile çıkmadı bu ikiliden finale dair! Avrupa Şampiyonası, Roland Garros, Wimbledon, TBL, Draft … Liste uzar gider. Kaçırmadık izledik takip ettik ama yazmadık. Bu satırların yazarı yol ayrımında! Bloga devam ama hayata dair bazı sıkıntılar var. Artık yaşadığı şehirden ve bazı şeylerden kısa bir sürede olsa ayrı kalacak. Hayırlı bir gidiş bu hayata yeniden başlamak için gerekli!


merzitur

2 Haziran 2008 Pazartesi

Alberto Contador - Giro d'Italia 2008





Geçen sene Tour de France'ı kazanırken herkesi kendine hayran bırakmıştı Alberto Contador. Kendisi hakkında da dopingli mi acaba diye düşünülmüş , ancak bu illetle bir alakası olmadığı görülmüştü. Bu sene başında Post -Armstrong dönem travmasından kurtulamayan, doping skandallarıyla sarsılan camiada, ünlü Discovery Channel takımı bisikletten elini ayağını çekince, Contador bir kaç takım arkadaşıyla beraber, (Lance Armstrong'un kankası direktör Bruyneel de dahil) , Astana ile sözleşme imzalamıştı. Fakat Astana geçen sene özellikle kaptanı Vinokourov'un bulaştığı doping skandalı nedeniyle mimlenince, bu sene daha en baştan Tour de France yetkilileri tarafından turdan dışlandılar. Contador'un unvanını koruma şansı kalmıyordu böylece. Giro yetkilileri de aynı uygulamaya gidince moraller iyice bozulmuştu Astana ve Contador'da... Ancak İtalya Bisiklet Turu'nu organize eden RCS Sports şirketi, turun başlangıcına 5 gün kala Astana'yı katılmaya davet edince, ailesiyle tatile giden İspanyol Contador da plajdan, başka bir mayo giymek için apar topar İtalya'ya geldi takımıyla beraber. Geliş o geliş... Çok istikrarlı bir strateji ve performansla, yorgun ve hazırlıksız olmasına rağmen ulaştığı büyük zafer...Pembe Mayo galibiyeti...

Bruseghin, Contador, Ricco podyumda...

Aslında biraz, Euro 1992 öncesi Yugoslavya'nın savaş nedeniyle tunruva dışına itilip, son anda Danimarka'nın çağırılıp, futbolcularının plajlardan toplanıp şampiyon olma öyküsünü andırıyor... Başarı baskısı ve beklentiler olmayınca başarı daha mı rahat geliyor...

Contador ve eşi

Ricco yetişemedi...

25 yaşındaki Alberto Contador'un İtalya Bisiklet Turu 2008'i kazanmasıyla beraber, 12 yıl sonra ilk defa bir İtalyan olmayan bisikletçi zafere ulaşmış oldu (1996 Rus Pavel Tonkov). 1992-93'deki Miguel Indurain'den beri de kazanan ilk İspanyol oldu. 3 haftalık zorlu yarışın ikincisi ise genç neslin en önemli isimlerinden Saunier Duval takımından İtalyan Riccardo Ricco oldu. Genel klasmanda üçüncülüğü Lampre'den İtalyan Marzio Bruseghin elde etti.
Emanuele Sella yeşil mayo'yu kazanarak dağların kralı olurken, Daniele Bennati de sprint puan kralı olarak siklamen rengi mayoyu kimselere bırakmadı.

Klasmanlar:

Genel Klasman (Pembe Mayo)


1 Alberto Contador Velasco (Spa) Astana 89.56.49
2 Riccardo Riccò (Ita) Saunier Duval - Scott 1.57
3 Marzio Bruseghin (Ita) Lampre 2.54
4 Franco Pellizotti (Ita) Liquigas 2.56
5 Denis Menchov (Rus) Rabobank 3.37
6 Emanuele Sella (Ita) CSF Group Navigare 4.31
7 Jurgen Van Den Broeck (Bel) Silence - Lotto 6.30
8 Danilo Di Luca (Ita) LPR Brakes 7.15
9 Domenico Pozzovivo (Ita) CSF Group Navigare 7.53
10 Gilberto Simoni (Ita) Serramenti PVC Diquigiovanni-Androni Giocattoli 11.03

Sprint Klasmanı (Siklamen Mayo)

1 Daniele Bennati (Ita) Liquigas 189 pts
2 Emanuele Sella (Ita) CSF Group Navigare 138
3 Riccardo Riccò (Ita) Saunier Duval - Scott 131
4 Mark Cavendish (GBr) Team High Road 106
5 Paolo Bettini (Ita) Quick Step 106
6 Franco Pellizotti (Ita) Liquigas 96
7 Danilo Di Luca (Ita) LPR Brakes 87
8 Alberto Contador Velasco (Spa) Astana 86
9 Erik Zabel (Ger) Team Milram 80
10 Vasili Kiryienka (Blr) Tinkoff Credit Systems 76

Tırmanış Klasmanı (Dağların Kralı - Yeşil Mayo)

1 Emanuele Sella (Ita) CSF Group Navigare 136 pts
2 Vasili Kiryienka (Blr) Tinkoff Credit Systems 63
3 Fortunato Baliani (Ita) CSF Group Navigare 48
4 Julio Alberto Perez Cuapio (Mex) CSF Group Navigare 20
5 Alessandro Bertolini (Ita) Serramenti PVC Diquigiovanni-Androni Giocattoli 20
6 Antonio Colom Mas (Spa) Astana 20
7 Alexander Efimkin (Rus) Quick Step 20
8 Gabriele Bosisio (Ita) LPR Brakes 19
9 Félix Rafael Cardenas Ravalo (Col) Barloworld 19
10 José Rujano Guillen (Ven) Caisse d'Epargne 18

Genç Bisikletçi Klasmanı

1 Riccardo Riccò (Ita) Saunier Duval - Scott 89.58.46
2 Jurgen Van Den Broeck (Bel) Silence - Lotto 4.33
3 Vincenzo Nibali (Ita) Liquigas 18.17
4 Chris Anker Sørensen (Den) Team CSC 1.02.12
5 Matthew Lloyd (Aus) Silence - Lotto 1.03.55
6 Francis De Greef (Bel) Silence - Lotto 1.19.07
7 Giovanni Visconti (Ita) Quick Step 1.28.20
8 Morris Possoni (Ita) Team High Road 1.30.36
9 Simon Spilak (Slo) Lampre 1.37.49
10 Johannes Fröhlinger (Ger) Gerolsteiner 1.39.33

Bafetimbi Gomis


Yıllar önce bir U17 maçında izlemiştim onu, fiziğiyle dikkat çekiyordu... Senegal asıllı Gomis, bizim basının yine fütursuzca Türkiye'ye transfer ettiği önemli yeteneklerden biri... Trezeguet yetmedi bir de Djibril Cisse'yi kesti Maviler'den, Euro 2008 öncesinde. " Djibril için çok üzüldüm, onu düşünerek, onun için maçları kazanacağız" diyecek kadar da hisli bir futbolcu. 1.84 metre boyu ve bazı fotolarıyla "Predator"ı hatırlatsa da, çok sempatik bir oyuncu. Bir o kadar da atletik..

Hazırlık maçında, Ekvador'a attığı goller muazzamdı. St. Etienne onu çok fazla tutamaz gibi gözüküyor. Özellikle de Domenech ona Euro 2008'de de böyle oynatmaya devam ederse.. Henüz 23 yaşında ve Newcastle alacak deniyor, ama topa bu şekilde vurmaktan bıkmazsa, oraya uğramadan aktarmasız uçuşla, dört büyüklerden birine gidebilir (yanlış anlaşılmasın İngiltere'den bahsediyorum...).

ps: Bu arada isminin sonundaki "s" harfi normalde Fransızca'da telaffuz edilmez ancak, kendisi Senegal asıllı olduğundan dolayı, Senegal wolof dilinde okunması gerektiğinden "s" okunuyor..

Yoğunluk


Öncelikle sahalarımızda görmek istemediğimiz istikrarsızlığımız için kusura bakmayın...Bu aralar önce Avrupa U17 Futbol, sonra Giro d'Italia, Toulon Turnuvası, Yunanistan Basket, Stanley Cup derken, en son Roland Garros bünyeye son darbeleri vurdu.. Yoğunluk had safhaya ulaştı... Ama hiç bitmeyecek zaten, hemen önümüzde Euro 2008, sonra Tour de France, en sonunda zaten tatlı bitkisel hayata gireceğiz Olimpiyatlarla... Neyse uzun zaman oldu,, istikrardan uzak kaldık genel Türk hastalığıyla, tekrar forma kavuşma vakti, gündem de yoğun ...

14 Mayıs 2008 Çarşamba

10 Numara

Maradona çocukluğumun, Totti gençlik yıllarımın yıldızı! İki sevdiğim futbolcu geçtiğimiz akşam Roma Olimpiyad Stadyum’unda bir araya geldiler. İşte geçmişin ve günümüzün en önemli 10 numaralarının fotoğrafı.

Henin emekli mi oluyor?



Sabahtan beri, tüm ciddi BBC, Eurosport gibi siteler bu haberle çalkalanıyor. Sezona sakatlık problemleri ile başlayan Henin'in bu öğleden sonra yapacağı basın toplantısında tenisi bıraktığını açıklayacağı iddia ediliyor. Geçen hafta bir röportajında, yaşının 25 olduğunu ve bir kaç sene içerisinde tenisi bırakıp, artık hayatın başka yönlerini de yaşamak istediğini belirten cümleler sarfetmişti. Okula dönmek istediğini, 20 yıldır tenis oynadığını tüm hayatını buna adadığını ve artık geleceğini düşünmesi gerektiğini; hayatta genç olup teniste yaşlanmaya başladığını belirmişti. Sanırım bazı mental sıkıntıları var, ve eğer bırakırsa büyük kayıp olacak. Gelişmeleri takip ediyoruz....

Giro d'Italia 2008 - İtalya Bisiklet Turu 2008



91. İtalya Bisiklet Turu, Yol Haritası




Giro 2008, 21 etap profilleri


Bu sene geçen sene olduğu gibi Takım Zamana Karşı yarışıyla başlayan Giro müthiş bir keyifle sürüyor... Doping belalarından sonra tertemiz yarışları özlemişiz...umarım yanılmam. 3 zaman karşı daha olacak ancak, bunlardan ikisi tırmanış şeklinde...Bu Giro'yu bu sene daha da zorlu yapıyor. Zaten son anda davetiye alan sabıkalı Astana takımının yıldız ismi Alberto Contador, " "Ben tatilden çağrıldım geldim, bu kadar zorlu bir Giro'da, geçen sene Tour de France'ı kazandığım performansı göstermem zor" diye yakındı. 14,15 ve 20. etaplarda kıyametler kopacak. Favoriler geçen sene Pembe Mayo'yu kazanan, doping suçlamasından aklanıp buraya gelen Danilo Di Luca, genç yıldız Riccardo Ricco, Alberto Contador, Andreas Kloden, Vincenzo Nibali, Franco Pellizotti, Denis Menchov ve büyük tecrübe Davide Rebellin gibi gözüküyor...Tur boyunca etap etap takip edeceğiz..

Bu arada turun ilk üç etabı Sicilya'da, dördüncü etap Calabria'da yapıldı ve şimdilik Franco Pellizotti genel klasman lideri..Bugün beşinci etap yine Eurosport ekranlarında...

ps: Sicilya'nın doğal güzellikleri muazzamdı. Cefalu, Agrigento'daki Tapınaklar Vadisi, Etna Yanardağı, Palermo, Catania, Messina Boğazı, Milazzo... gidip görmek gerek...

6 Mayıs 2008 Salı

Geri Dönüş

Uzun bir ayrılığın ardından yine yayındayız...

9 Nisan 2008 Çarşamba

Oscar Freire Gomez

Paolo Bettini, Oscar Freire, Erik Zabel

Oscar Freire, Robbie McEwen

Nisan ayı geldi bisiklette klasik yarışlar dönemi başladı...Geçen hafta 264 km uzunluğundaki Ronde Van Vlaandaren yarışında (Belçika'nın kuzeyinde Flaman bölgesinde, Brugge'den Merbeeke kentine doğru yapılan, Arnavut kaldırımı tepeleriyle meşhur tek günlük bahar klasiklerinden biri) evsahibi ülkeden Quick Step takımı bisikletçisi Stijn Devolder kazanmıştı.

Bugün de yine Belçika'da bu sefer Ghent-Wevelgem klasik yarışını ünlü sprinter İspanyol Oscar Freire Gomez kazandı. Daha önce Tour de France'da etap zaferleri bulunan, aynı zamanda 3 kez Dünya Şampiyonu olan Freire, bu klasik yarışı kazanan ilk İspanyol olma unvanını da kazandı. Rabobank takımının süper sprinteri 70. kez yapılan 209 km'lik bu yarışta , İsviçreli Aurelien Clerc, Belçikalı Wouter Weylandt ve efsane sprinter Alman Erik Zabel'i geride bırakarak zafere ulaştı. Onu izlemek gerçekten büyük bir keyif... Hele ki yanında Robbie McEwen, Thor Hushovd, Tom Boonen, Paolo Bettini ve Erik Zabel gibi isimler varsa....

Detroit Pistons 50 Yılın Takımı

Benim favorim VJ,nam-diğer "Microwave"

NBA'de Detroit Pistons 50. sezonunu kutluyor. Bu kutlamalar kapsamında tüm zamanların en iyi Pistonları açıklandı:

1)Mark Aguirre: (1988-93) İki şampiyonluk alan Bad Boys'dan, takım oyununun önemli yapıtaşlarından
2)Chauncey Billups :(2002-) Son şampiyonluğun mimarı, The Big Shot
3)Dave Bing: (1966-75)Pistons tarihinin ilk süperyıldızlarından
4)Adrien Dantley : (1986-89) Yine Bad Boys döneminden, ismiyle gönülleri fethetmiştir.
5)Dave DeBusschere: (1962-69) Parlak oyunculuk kariyeri sonrası NBA'in en genç koçu da oldu.
6)Joe Dumars: (1985-99) Bir zamanların müthiş guardı şimdinin yetenekli yöneticisi
7)James Edwards: (1987-91) Ağır ama bir o kadar da istikrarlı alçak post oyuncusu, veteren pivot
8)Chris Ford : (1972-79)Aynı zamanda Celtics tarihinin de önemli oyuncularından biriydi. Ayrıca koçluk yapmıştı.
9)Richard Hamilton: (2002-)Son şampiyon takımın istikrarlı skoreri, o fizikle u istikrar muazzam???
10)Grant Hill: (1994-00)Sakatlanmasaydı belki Pistons tarihinin en iyi oyuncusu olabilirdi..Tartışmasız Pistons tarihinin en yetenekli ismi...
11)Bailey Howell: (1959-64) Zamanında 4 kez All Star olmuş önemli bir görev adamı
12)Lindsey Hunter: (1993-00, 2003-)Bad Boys ve Son Şampiyon jenerasyon arasında Stackhouse ve Grant Hill ile beraber görev yapmış olan ilk yıllarında NBA'in önemli yıldız adaylarındandı..
13)Vinnie Johnson: (1981-91)Bad Boys'un Isiah Thomas ve Joe Dumars ile birlikte müthiş guard rotasyonunun üyesi. Microwave, son saniyelerin müthiş şutörü...
14)Bill Laimbeer: (1981-94)80'lerin diğer oyuncular tarafından en sevilmeyen ama Detroitlilerin taptığı ismi..
15)Bob Lanier : (1970-80)70'lerin klasik double double yapan büyük adamlarındandı.. Eski süperstarlardan..
16)John Long: (1978-86, 88-89, 90-91) Perdeleme üzerinden attığı şutlarla meşhurdu
17)Tayshaun Prince: (2002-) Reggie Miller'a yaptığı blok yeter de artar...
18)Dennis Rodman: (1986-93) Basketbol tarihinin en nevi şahsına münasır adamı...
19)John Salley: (1986-92) Bad Boys'un görev adamlarındı...İlk örümceklerden...
20)Ray Scott: (1961-67)Daha sonra Pistons koçu olmuş, hatta 74'de yılın koçu seçilmişti
21)Gene Shue: (1957-62) Takım Fort Wayne iken sahip olduğu yıldızlardan
22)Jerry Stackhouse: (1997-02)Eski North Carolina yıldızı, Iverson'dan kaçıp Pistons'a geldi, Hamilton takasıyla Washington'a gitmişti..
23)Rick Mahorn: (1985-89, 96-98) Bad Boys'un sevilen en karizmatik adamlarındandı..
24)Isiah Thomas: (1981-94) Onunla ilgili harika anıları şu aralar koçluk ile yok etmeye teşebbüs eden efsane..
25)Kelly Tripucka: (1981-86)Önemli skorerlerden biriydi o yıllarda
26)Terry Tyler: (1978-85) İlk blok uzmanlarından.
27)Jimmy Walker: (1967-72) Pistons'ın ilk 1 numaradan seçtiği Draft oyuncusu
28)Ben Wallace: (2000-06) Afrolarıyla bayıltır, bloklarıyla öldürür
29)Rasheed Wallace: (2003-) İki Wallace'dan şu atabileni.. eski haylaz çocuklardan..
30)George Yardley: (1957-59)Pistons tarihinin ilk skorerlerinden...